18 Kasım 2010 Perşembe

Nar: (Granatapfelbaum / Granadier / Pomegranate / Rümman / Punica granatum / Pommegranate / Grenadier)

Haziran-temmuz aylarında kırmızı renkli çiçekler açan, iki ile beş metre boylarında ağaççıklar. Gövdeleri gayri muntazamdır. Yapraklar karşılıklı, kısa saplı ve kırmızı kenarlıdır. Çiçekler kısmen sapsız, tek ve birkaçı bir arada bulunur. Çanak yaprakları kırmızı renkli, dökülmeyen ve etlidir. Meyveleri küre seklinde ve portakal büyüklüğünde, önceleri yeşil, olgunlukta kırmızımsı renkte, derimsi kabuklu, çok tohumlu ve etlidir. Meyvenin yenen kısmı, tohumlarının etli ve bol usâreli olan kabuğudur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Batı ve Güneydoğu Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin tohumları meyve olarak yenildiği gibi, gövde-kök ve dal kabukları ile meyve kabuğu da tıbbî olarak kullanilir. Kök ve gövde kabuğu tanen, nişasta ve alkaloitler (pelletierin) taşır. Nar meyvesi kabuğu tanen, triterpenler ve az alkaloitler ihtivâ eder. Nar ağacı kabuğu çok eskiden beri bilhassa barsak şeritlerine (tenyalara) karsı kullanilir. Yalnız zehirlenmelere yol açabileceğinden dikkatli olunmalıdır. Nar meyvesi kabuğu, ishale karsı (% 15’lik) çay hâlinde kullanılabilir. Ayrica yün iplikler, sarimsi renklere boyanabilir. Hadîs-i şerîfte nar meyvesi medhedilmistir: “Her narda bir damla cennet suyu vardır.” ve; “Narı içindeki zarı ile beraber yiyiniz, çünkü mîdeyi temizler.” buyurulmaktadır. Nar, çarpıntıya iyidir. Mîdeyi kuvvetlendirir. Et kısmı ile sıkılıp içilirse, safra söker, pekliği giderir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder