17 Aralık 2010 Cuma

KABIZLIK

Kabızlık birçok nedeni olabilecek bir belirtidir.Az miktarda,sert kıvamda,seyrek ve güç dışkılama olarak algılanabilir.Dışkılamada güçlük,dışkılama sonrası boşalmamışlık duygusu gibi normal süre ve kıvamda dışkılama olmasına rağmen bazı hastalar tarafından yanlışlıkla kabızlık olarak değerlendirilip kendince , bilinçsizce tedaviye başlayan bir çok kişi vardır.Bu şekilde yanlış tedavi ile sonradan ciddi sorunlar doğabilir.
Kabızlık bir belirtidir,hastalık değildir.Ancak bu belirtiye yol açan çok sayıda organik hastalık olduğu unutulmamalıdır.
Kabızlıkta dışkının niteliği sert olmasıdır.Diğer niteliği dışkılama miktarıdır.Toplumlara,bireylere ve yiyeceklere bağlı olarak değişmekle birlikte;haftada 3 ve daha az dışkılama sert ve zor dışkılama ile birlikte alındığında kabızlık olarak değerlendirilebilir
Nedenleri
Doğuştan olma bozukluklar,kültürel,psikolojik,çevresel faktörler,dışkılama ihtiyacının uygun koşullar olmadığı için baskılanması barsakta gaitanın ilerlemesini zorlaştıran hastalıklar,yaşlılarda uygun dışkılama pozisyonunu engelleyen bozukluklar,eklem sorunları,parkinson hastalığı gibi bazı nörolojik hastalıklar,hareket azlığı kabızlık nedeni olabilir.Kullanılan bazı ilaçlar da ,kabızlık nedeni olabilir.
Bu saydığımız nedenler dışında ülkemizde ve batı dünyasında en sık kabızlık nedeni; barsak sağlığı yönünden yanlış beslenme sonucunda gelişen kabızlıktan kurtulmak için alınan ve bir müddet sonra alışkanlık yapan bir çok kabızlık ilaçlarının yanlış ve uygunsuz kullanımıdır.
Lifli Gıdalar ve Kabızlık
Kişinin normal alışkanlığından farklı olarak haftada 2’den az sayıda sert ve zor dışkılama yapması kabızlık olarak tanımlanabilir. Bunun bir yıldan fazla sürmesi ise kronik kabızlık olarak adlandırılır. Bununla beraber bir yıldan uzun süren haftada iki defadan az dışkılama yapılması ve her dört dışkılamadan birinde yetersiz boşalma hissi olması, her dört dışkılamadan birinde dışkının keçi pisliği gibi sert ve küçük olması ve dışkılama süresinin dörtte birinden fazla zorlu ıkınma yapmanın gerekliliği de bir diğer kabızlık tanımıdır.
Dikkat edilirse bu ifadeler bir hastalıktan ziyade kişinin ifade ettiği bir şikayeti tanımlamaktadır. Kabızlığın bir şikayet olmasına karşın, kabızlığı ortaya çıkaran hastalıklar da vardır. Bazıları ise barsak tıkanması gibi ciddi ve acil tedavi gerektirebilir.  Kronik kabızlık çeken hastalar şikayetlerine az çok alışmış durumdadırlar ve hatta kendileri için bazı değişik tedavi yöntemleri geliştirmişlerdir. Kayısı ve erik gibi meyve tüketimini artırma, sabahları aç karına zeytinyağı içme ve çok zorda kalınca sinemaki çayı içme gibi uygulamalar halk arasında çok yaygındır.
Aç karına zeytinyağı içmek ve uzun süre ve sık olarak sinemaki çayı kullanmak kabız hasta için  uygun değildir, zira her seferinde kullandığı miktarı artırmak zorunda kalır. Bununla beraber kayısı, erik meyveler ve sebze gibi diğer lifli gıdaların alınımı her zaman önerilecek bir uygulamadır. Fazla miktarda lif ihtiva eden bu gıdalar büyük abdestin yumuşak kıvamda olmasını ve barsaktan hızlı geçişini sağlar ve dışkılamayı kolaylaştırır.
Halk arasında barsak tembelliği olarak tanımlanan, büyük abdest içeriğinin kalın barsaktan geçiş süresinin uzadığı durumlarda lifli besinleri daha çok tüketmek kabızlık şikayetlerinin azalmasına neden olabilir. Bunun yanı sıra tedaviyi etkileyen diğer tıbbi yöntemlerin uygulanması gerekir. Fazla sıvı almak, hareketliği artırmak veya ekzersiz yapmak, kabızlığa neden olan ilaçları değiştirmek, stres faktörünü azaltmak bunlardan bazılarıdır.
Sindirilemeyen lifli gıdalar kalın bağırsağa kadar ulaşır ve burada bakteriler tarafından kısmen parçalanarak insan için faydalı besinler haline dönüştürülebilir. Parçalamayan diğer lifler ise büyük abdest içeriği olarak yoluna devam eder. Bunlar bünyesinde su tutar ve kitle oluşturur, daha fazla hacım kaplar ve büyük abdestin sulu kalmasını sağlayarak kolaylıkla makata doğru ilerlemesini sağlar. Böylece besin artıklarının bağırsakta kalma süresi azalır ve sertleşmesi engellenir. Bir yetişkin insanın gıda içeriği olarak bir günde ortalama 30-40 gram lif alması gerekmektedir. Lif denilen organik moleküller genellikle bitkilerin sert olan kısımlarında bulunur ve bitkilerin yapı taşlarını oluşturur. Patatesin kabuğu ve elmanın çekirdek yuvası bu lifler için iyi bir örnektir.
Pratik Öneriler
Sabahleyin aç karna birkaç adet kuru kayısı ,kuru incir veya kuru erik üzerine 2 bardak su içildikten sonra yapılacak bol bir kahvaltı sonrası tuvalet ihtiyacı olsun ya da olamsın tuvalete gidip 10-20 dk oturulmalıdır.Bu şekilde sağlanabilinicek bağırsak alışkanlığı uzun süreli rahatlatıcı olacaktır.Birey hergün sabahları bu dışkılama girişimine zaman ayırılmalıdır.Bu dışkılama eğitiminde gençlerde daha iyi neticeler alınmaktadır.Ozmotik dışkılatıcılar (Magnezyum tuzları sodyum fosfat,laktiloz bu gruptandır)emniyetle uzun süre kullanılabilir.Barsak hareketlerini uyarak dışkılama meydana getirenler piyasada birçok tablet ya da draje şeklinde hazır olarak bol miktarda tüketilmektedir.Elektronik bozuklukları,kemik erimesi ,protein kaybı ve bağımlılık yapabilirler.Bazıları uzun süre kullanıldıklarıda barsak mukozasında pigment birikimine neden olarak melanosis koli adı verilen oluşuma yol açabilirler.Özellikle barsak hareketlerini arttıracak etki gösteren dışkılatıcılar barsak duvarı içerisindeki sinirlerin harabiyetine yol açar.Arkasından kolay kolay düzelmeyen şiddetli kabızlık meydana gelmektedir.
Hamilelikte Kabızlık
Hamilelik sırasında kadınların en sık yakındığı konuların başında gelenlerden birisi de kabızlık yani konstipasyondur. Bu durumun temel nedeni hamilelik sırasında salgılanan progesteron hormonunun düz kaslar üzerinde yarattığı etkidir. Düz kaslar vücudumuzda kendi kontrolümüz dışında çalışan kaslardır ve bu nedenle istemsiz kaslar olarak da adlandırılırlar. Mide, barsaklar, idrarı böbreklerden mesaneye taşıyan üreterler istemsiz yani düz kaslara örnek olarak gösterilebilir.
Progesteron hormonu vücuttaki hemen hemen tüm düz kaslarda yavaşlamaya neden olur. Bu nedenle barsaklarınız içindeki besin artıkları hamilelik öncesi dönemde olduğu kadar hzılı ilerleyemez. Bu durumun doğal sonucu da kabızlıktır.
Öte yandan hamilelik ilerleyip rahim büyüdükçe barsaklar üzerinde yarattığı baskı da başka bir konstipasyon etkeni olabilir.
Kabızlığa yol açan etkenleriden bir diğeri de beslenme alışkanlığıdır. yeteri kadar lif ve sıvı alınmaması dışkının sertleşmesine neden olur.
Hamilelik sırasında kullanılan demir ilaçları da kabızlığa neden olabilirler.
Kabzılık hamilelik sırasında herhangi bir dönemde ortaya çıkabilir. Dönem dönem azalıp artış gösterebilir.
Önlemler
Hamilelik sırasında konstipasyon yakınmasını en aza indirmek için bazı önlemler alınabilir. Bunlardan en önemlisi bol miktarda lif yani fiber tüketmektir. Bol miktarda meyve ve sebze yemek soruna yardımcı olacaktır.
Bir diğer önlem de yeterli miktarda sıvı almaktır. Hamile bir kadın günde en az 8-10 bardak su içmelidir.
Düzenli egzersiz yapan kadınlarda da kabızlık sorununa dah az rastlanmaktadır.
Tüm bu önlemler işe yaramadığı taktirde doktorunuz dışkıyı yumuşatacak ve gebelik sırasında kullanımı güvenli olan ilaçlar önerebilir.
BAĞIRSAK GAZI
Bağırsak gazı-Flatulans, havanın veya gazın bağırsaklardan rektuma kadar uzanan geçiş yoludur. Buradaki hava veya gaza flatus denir.
Biraz flatulans olması oldukça normaldir. Bir insan günde ortalama 8 ile 20 defa arasında gaz çıkartır. Flatulans, genellikle gaz kötü koktuğunda, veya çok sık olduğunda veya uygunsuz zamanlarda problem oluyor.
Nedenleri
Mide-bağırsak gazı insanlar için farklı anlamlar taşır. Bazı hastalar yemeklerden sonra aşırı şişkinlik şeklinde gazı tanımlarken, kimisi geğirme veya rektumdan (bağırsaklar yolu ile) fazlaca gaz dışarı atmaktan yakınırlar yada aynı anda bunların her biri bulunabilir. Bu şikayetlerle baş etmek için mide-bağırsak sisteminin normalde nasıl çalıştığını bilmek gereklidir: Her seferinde bir gıda, hatta ağızdaki tükürük yutulduğunda birlikte bir miktar da hava yutularak mideye ulaşmaktadır. Gıdalar midede daha küçük parçalara ayrılırlar ve midenin boşalması ile ince bağırsaklara geçerler. Mide boşalma zamanı 2-4 saat kadardır. İnce bağırsaklar küçük kasılma hareketleri ile bu gıda parçalarını aşağıya doğru taşırlar. Burada yiyeceklerin içindeki kaloriler, mineraller ve vitaminler kana geçerler. Sindirilmeyen sıvı ve gıda artıkları ise kalın bağırsaklara (Kolon) ulaşır, burada sıvı artıklar içindeki su kısmının büyük bölümü yeniden emilerek kana verilir ve kalan kısım ise dışkıyı oluşturur. Bu işlemler sırasındaki her hangi bir bölümde gazın oluşması söz konusu olabilir. Aşağıdaki basit diyet ve yaşam tarzı değişikliklerini uygulamak mide bağırsak sisteminde gaz oluşumunu ve buna bağlı sıkıntıları azaltacaktır.
Yerken ve içerken hava yutarsınız. Sinirli olduğunuzda da fark etmeden hava yutabilirsiniz. Bu hava, sindirim sisteminizin alt kısmına doğru gaz oluşmak üzere ilerler. Ancak gaz, en aşağı bağırsak segmentinizde, ince bağırsağınızda sindirilmemiş karbonhidratları kalın bağırsağınızdaki bakteriler fermente etmeye başladıklarında oluşmaktadır. Ne yazık ki meyve, sebze, taneli hububat ve baklagiller (fasulye ve bezelyeler) gibi sağlıklı besinler çoğu zaman en fazla rahatsızlık veren besinlerdir.
Nedeni, bu besinlerin çok fazla lif içermesidir. Lifin sindirim kanalınızı iyi çalıştırmak, kan şekerini ve kolesterolü düzenlemek, kalp krizine ve diğer kalp problemlerine engel olmak gibi birçok yararları mevcuttur, ancak gaz oluşumuna da katkıda bulunurlar. Örneğin, Metamucil ve Fiberall gibi psilyum içeren lifli katkı maddeleri, özellikle gıdalarınıza çok hızlı bir biçimde ilave edilirse, kolaylıkla böyle sorunlara neden olabilmektedir.
Mide üşütmesi veya gıda zehirlenmesinde olduğu gibi bazı akut hastalıklarda, aşırı gaz meydana gelebilir. Divertikülit, IBS veya ülseratif kolit ya da Crohn hastalığı gibi enflamatuar bağırsak hastalığının olduğu daha ciddi kronik durumlardaki bir kaç belirtiden biri de gaz olabilmektedir.
Antibiyotik kullanımı, bağırsaklarınızdaki normal bakteri florasını bozduğundan gaz oluşumunda bir rol oynayabilir. Laksatiflerin aşırı kullanımı veya kabızlık yapıcı ilaçlar da soruna katkıda bulunabilir.
Gaz ve şişkinlik, esasen sütlü gıdaları yedikten sonra meydana geliyorsa, vücudunuz süt ürünlerindeki şekeri (laktoz) yakamamaktadır. İnsanların çoğu, 6 yaşından sonra laktozu yeteri kadar işleyememektedir ve bazı yeni doğan bebeklerde bile laktoza karşı aşırı duyarlılık söz konusudur. Özellikle, buğdayda ve bazı diğer hububatlarda bulunan glutende olduğu gibi diğer gıdalara aşırı duyarlılık da gaz, diyare ve hatta kilo kaybına da neden olabilir.
Sisteminizin bazı şekersiz gıdalar, sakızlar ve şekerlerde bulunan sorbitol ve mannitol gibi suni tatlandırıcıları tolere edememesi de mümkündür.
Aslında sağlıklı insanların yarısından fazlasında, bu tatlandırıcıları kullandıklarında gaz ve diyare meydana gelmektedir.
Bağırsak gazına ya da kabızlık veya diyareye neden olan her şey gaz sancılarına da neden olabilir. Keskin ve batıcı olarak hissedilen bu ağrılar genellikle, bağırsaklarınızda gaz biriktiği ve bunları dışarı çıkaramadığınız zaman meydana gelmektedir. Gaz ağrıları genellikle şiddetli olup kısa sürelidir. Gaz ortadan kalktığında, ağrınız da çoğu zaman kaybolur.
 
Aşağıdaki önerilerden bir veya daha fazlası aşırı gaza engel olabilir:
• Size en çok dokunan yiyecekleri belirlemeye ve bunlardan kaçınmaya özen gösterin. Birçok insan için rahatsız edici besinler arasında fasulye, bezelye, mercimek, lahana, turp, soğan, brokoli, brüksel lahanası, karnabahar, lahana turşusu, kayısı, muz, erik ve erik suyu, üzüm, tam tahıllı buğday ekmeği, kepekli tahıllar veya kekler, gevrek halkalar, acılı yemekler, bira, soda, maden suyu gibi diğer karbonatlı içecekler, süt, krema, dondurma ve buzlu süt bulunmaktadır.
• Yağlı yiyecekleri ve kızartmaları azaltmaya çalışın. Çoğu zaman şişkinlik, yağlı yiyecekler sonucunda ortaya çıkmaktadır. Yağ, midenin boşalmasını geciktirmekte ve dolgunluk hissini arttırmaktadır.
• Bir süre, lif yönünden zengin gıdaları azaltın. Haftalar sonra, yiyeceklerinize yavaş yavaş bunları eklemeye başlayın. Lif desteği için bir şey kullanıyorsanız, ilk başladığınız miktara dönmeye ve dozu yavaş yavaş arttırmaya çalışın. Lifli katkılar alıyorsanız, her gün en az 8 ila10 bardak arasında su içtiğinizden emin olun.
• Süt ürünlerinin kullanımını azaltın. Süt yerine, düşük laktoz içeren yoğurt gibi gıdaları deneyin. Laktozun sindirilmesine yardımcı olan Lactaid veya Dairy Ease gibi ürünleri de kullanabilirsiniz. Bir seferde süt ürünlerinden az miktarda kullanmak veya diğer yiyeceklerle birlikte tüketmek sindirimlerini kolaylaştırabilmektedir. Ancak bazı durumlarda, süt ürünlerini tamamen kesmeniz gerekebilir.
• Reçeteye tabi olmayan sindirim ilaçlarını deneyin. Ürettiği gazı azaltmak amacıyla liften zengin gıdalara, Beano gibi ürünleri ilave edin. Beano’ nun etkili olması için yemeğinizin ilk lokması ile birlikte almanız gerekmektedir; en iyi sonucu, bağırsaklarınızda hiç gaz olmadığı zaman vermektedir.
• Daha ufak öğünler yiyin. İki veya üç büyük öğün yerine, gün içinde sık sık ama daha ufak porsiyonlarda yemek yiyin.
• Yavaş yiyin, yemeğinizi iyice çiğneyin ve yutmayın. Yavaşlamakta güçlük çekiyorsanız, her lokmadan sonra çatalınızı masaya bırakın.
• Endişeli ve telaşlıysanız ya da aceleniz varsa yemek yemeyin. Daha rahat zamanlarda yemek yemeğe çalışın. Stresli iken yemek yemek sindirimi etkilemektedir.
• Asidofil kapsülleri veya likitlerini kullanın. Eğer belirtileriniz antibiyotik kullanımına bağlı ise, asidofil kapsülleri veya sıvısı sizin için yararlı olabilir. Bu destek tedavileri, antibiyotiklerin tahrip ettiği yararlı bağırsak bakterilerinin geri getirilmesinde yardımcı olabilir. Doğal gıda ürünlerini satan dükkânlarda ve bazı eczane ya da bakkallarda bunları bulabilirsiniz.
• Bir bardak nane çayı içmeyi deneyin. Nane yağının içinde bulunan mentolün, sindirim kanalınızdaki düz adale kaslarında spazm çözücü etkisi olabilir. Ilık bir nane çayı içmenin gaz ve spazm çözücü etkisi ile rahatlama sağlayabildiğini görebilirsiniz. Diğer yandan nane, mide ekşimesi ve asit geri kaçışında size faydalı olabilir.
d

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder